Yetersiz beslenmenin bağışıklık sistemini zayıflatıp hastalıklara zemin oluşturduğunu ve tam tersi aşırı kaloriye bağlı obezitenin de aynı şekilde bağışıklık sistemini zayıflattığını biliyor muydunuz? Neyse ki, vücudun savunma sistemini desteklemek yeterli ve dengeli beslenmeyle mümkün hale geliyor.
Sağlıklı diye fazla tüketilen bazı besinler ise, faydadan çok zarara sebep olabiliyor. Mevsim koşullarına göre yetişen sebze ve meyveler bağışıklığı korumanın temelini oluştururken, mutfaklarımızda bu tarz gıdalara daha fazla yer açmalıyız.
Mevsim sebze ve meyvelerini tüketin
Mevsiminde yetiştirilmiş, çeşitli, renkli sebze ve meyvelere günlük beslenmemizde yer açmalıyız. Mevsim dışı sebze ve meyvelerin besin değerinin azaldığını, hormon ve kimyasal ilaçlara maruz bırakıldığını ayrıca ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri sağlamadığını unutmayın. Bu nedenle mevsimine uygun sebze ve meyveler tüketmek, vitamin, mineral ve birçok fenolik bileşikleri bize kazandırarak sağlığımız için çok daha faydalı olacaktır. Mevsim dışı sebzeleri tüketmek için kendi mevsiminde konserve, turşu yaparak ya da dondurma-kurutma işlemleriyle saklayarak dilediğinizde tüketebilirsiniz.
Bağışıklık dostu besinler
Havuç ve balkabağı çok iyi bir A vitamini kaynağıdır. A vitamini öncü maddesi betakaroten, iyi bir antioksidan olarak hücre hasarını önler ve göz sağlığımızı korur. Balkabağını salata ve çorbalara ekleyerek tüketebilirsiniz. Ayrıca balkabağı iyi bir potasyum, magnezyum minerallerinden zengin olmakla beraber A, B, C vitaminlerini barındırır. Ispanak ise kalsiyum, magnezyum, folik asit, C vitamini ve B6 vitamininden zengin yüksek lifli bir sebzedir. Salatalara, çorba ve yemeklere ekleyerek antikanserojen ve kemik sağlığına etkisinden faydalanabilirsiniz.
Soğangiller ailesinden olan pırasanın lif oranı çok yüksek ve kalorisi çok düşüktür. Bağışıklık sistemini destekleyici B vitaminleri, demir, fosfor, kalsiyum, magnezyum içerir. Ayrıca kolesterol ve kan şekerini de dengeleyicidir. Kuru baklagiller lif açısından zengindir. E ve K vitaminleri yanı sıra B grubu vitaminlerini de içerir. Çinko, fosfor potasyum, magnezyum sayesinde bağışıklık sistemini destekler. İster salatalarınızda haşlayarak, ister çorbalara ya da yemeğinize ekleyerek haftada en az 1 gün tüketilmesini öneriyoruz.
Birçok kansere karşı ajan olan 'Sulforafan' adlı madde barındıran brokoli içerisindeki antikanserojen maddelerden maksimum yararlanmak için çiğ veya buharda kısa sürede pişirerek tüketmek en doğrusudur. Brokoliyi pişirerek çorba veya yemek yapmak yerine salatalarınıza eklemeniz çok daha faydalı olacaktır. Bağışıklık deyince ilk aklımıza gelen C vitamini içeren gıdalardan kırmızı kapya biber, kuşburnu, kivi, çilek, portakal gibi yiyecekler günlük olarak tüketilmelidir. Çinko içeren kabak çekirdeği, kuzu eti ve mantarı da beslenme planımız içerisinde tutmalıyız.
D vitamini takviyesi ihmal etmeyin
D vitaminini güneşten sentezleyebildiğimizi biliyoruz fakat Eylül-Ekim ayları itibariyle güneşteki UVB ışınları ülkemizi terk ediyor. UVA ışınları ise D vitaminini sentezlemeye yaramıyor. Bu nedenle kış aylarında D vitamini seviyemizi optimum düzeyde tutmak için dışardan takviye almak zorundayız. Mutlaka her yaş grubu doktorunun tavsiye ettiği miktar kadar D vitamini takviyesi almalıdır.
Bağırsaklarımızda yerleşik halde bulunan probiyotik bakteriler sağlığımıza doğrudan katkı sağlar. 'Yaşam için' anlamına gelen probiyotikler bağırsağımızdaki patojenlerin beslenip yerleşmesine ve büyümesine karşı savaşmaktadır. Bunun dışında vücut savunmasını engelleyen bazı faktörlere de dikkat edilmeli, işlenmiş gıdalar, rafine şeker içeren paketli yiyecekler, rafine yağlar ve gıda katkı maddelerinden zengin paketli yiyecek tüketiminin artması vücut savunmasını engeller. Bununla beraber düzensiz uyku ve stres de bağışıklık sisteminizi düşüren faktörlerdendir.