
Bir çocuğu büyütmek, yalnızca onu doyurmak, giydirmek ya da iyi bir okula göndermekten ibaret değildir. Gerçek ebeveynlik, çocuğun ruhuna dokunmayı, duygularını anlamayı ve o duygularla nasıl baş edeceğini ona göstermeyi içerir. Ne yazık ki, birçok anne-baba bu kritik adımı atlıyor: duyguların fark edilmesini ve işlenmesini ihmal ediyor.
Peki nerede hata yapıyoruz?
Çocuk üzülünce hemen neşelendirmeye, sinirlenince susturmaya çalışıyoruz. Oysa çocuklarımızın üzülmeye, kızmaya, hayal kırıklığına uğramaya hakkı var. Tıpkı bizim gibi... Asıl önemli olan, bu duygularla nasıl başa çıkacaklarını bilmeleri. İşte burada devreye duygusal rehberlik giriyor.
Duyguları tanımak ve isimlendirmek
Bir çocuğun duygularını tanıması, onun iç dünyasını anlamasının ilk adımıdır. “Kızgınsın çünkü arkadaşın oyuncağını aldı, değil mi?” demek, çocuğun hem yaşadığını tanımasına hem de kabul edilmesine yardımcı olur.
Bu sadece basit bir empati değil; çocuğa, “duyguların önemlidir ve onları anlamak seni güçlü kılar” demektir. Ve bu anlayış, zamanla çocukta duygularını bastırmak yerine onları sağlıklı biçimde ifade etme alışkanlığı geliştirir.
Önlerini süpürmek yerine, yol göstermek
Her sorunu çocuk adına çözmek, ona iyilik değil, aslında kötülük etmektir. Zorlukla karşılaştığında “Ben hallederim” demek yerine, “Bu durumda sence ne yapabiliriz?” diye sormak, çocuğun düşünme ve çözüm üretme becerilerini tetikler.
Böylece çocuk, hayatın iniş çıkışlarına karşı dirençli, kendi yolunu bulabilen bir birey olur. Yardım etmek demek, çözümü sunmak değil, çözüme giden yolda onunla yürümek demektir.
Duyguları yönetmeyi öğretmek
Çocuklar ne dediğimizi değil, ne yaptığımızı izler. Biz öfkelendiğimizde bağırıyorsak, onlar da öfkelerini bağırarak dışa vurur. Ancak biz “Şu an kızgınım, sakinleşmek için biraz zamana ihtiyacım var” diyorsak, çocuklar da bu yaklaşımı benimser. Duygular bastırılmaz, yok sayılmaz; kabul edilir ve yönetilir. Bu farkındalık, çocuğun gelecekte hem kendi hayatında hem ilişkilerinde duygusal dengeyi kurmasını sağlar.
Gelecek, duygularla inşa edilir
Ebeveynlik bir yarış değil, bir rehberlik yolculuğudur. Bu yolculukta çocuğa verebileceğimiz en kıymetli armağan, onun duygularını tanıyan, anlayan ve yönetebilen bir birey olmasını sağlamaktır. Çünkü bir çocuk duygularını tanıdığında, kendini tanır. Kendini tanıyan çocuk ise, dünyayı değiştirebilir.