Arkadaşlıklar kokuyla başlıyor!

Cornell Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttüğü, Nisan 2025’te Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırma, insanların –özellikle kadınların– tanımadıkları kişilere dair sosyal uyum potansiyelini yalnızca kokular üzerinden tahmin edebildiğini gösterdi. Araştırmanın odağında, görünmeyen ama güçlü bir iletişim biçimi olarak koku duyusu vardı.

Çalışmaya katılan 40 kadın, birbirlerini hiç görmeden, sadece başkalarına ait tişörtleri koklayarak “Bu kişiyle arkadaş olabilir miyim?” sorusuna yanıt verdi. Daha sonra bu kadınlar kısa süreli yüz yüze sohbetlere katıldı ve tekrar değerlendirme yaptı. İlginçtir ki, koku yoluyla yapılan ilk tahminler, yüz yüze etkileşimlerden sonra yapılan değerlendirmelerle büyük oranda örtüştü.

Bu durum, koku duyusunun yalnızca çevresel farkındalıkla değil, aynı zamanda sosyal sezgilerle de yakından ilişkili olduğunu gösteriyor. Yani bir kişiyi görmeden önce kokusuyla “yakın” ya da “mesafeli” hissetmemiz, aslında bilinçdışında işleyen oldukça karmaşık bir sosyal algoritmanın sonucu olabilir.

Koku duyusu beyinle doğrudan bağlantılı olan ve duygularla en sıkı ilişkiye sahip olan duyu organıdır. Özellikle limbik sistem ile olan bu yakın ilişki, kokuların geçmiş deneyimlerle harmanlanmasını sağlar. Yani bazı kokular bizde güven duygusu uyandırırken, bazıları huzursuzluk hissi yaratabilir – tıpkı çocukken sevdiğimiz bir kişinin parfümünü yıllar sonra tekrar duyduğumuzda yaşadığımız duygusal patlama gibi.

Araştırmada dikkat çeken bir başka konu ise “diplomatik koku” kavramı. Bu, bir kişinin doğal vücut kokusu ile parfüm, deodorant, sabun, hatta beslenme biçimi gibi dış etkenlerin birleşiminden oluşan karma bir koku. Bilim insanları, bu kokunun bir tür “sosyal kimlik kartı” gibi davrandığını düşünüyor. Tıpkı kıyafet ya da konuşma tarzımız gibi, kokumuz da başkalarına kim olduğumuza dair sinyaller gönderiyor olabilir.

Neden bazı insanlarla hemen anlaşırız?

Bazen bir ortamda biriyle ilk kez karşılaşmamıza rağmen sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi hissettiğimiz olur. Bunun nedeni her zaman dış görünüş ya da konuşmanın içeriği olmayabilir.

Koku duyumuz, geçmişte hoşlandığımız kişilere benzeyen kokularla karşılaştığında beyin, otomatik olarak “bu kişi güvenilir” ya da “bu kişi tanıdık” gibi sinyaller üretebilir. Bu da bize, o kişiyle daha hızlı bir sosyal bağ kurma eğilimi kazandırır.

Sosyal uyumda koku

Geçmişte romantik ilişkiler üzerine yapılan bazı çalışmalarda da benzer sonuçlara ulaşılmıştı: doğal kokuları benzer olan çiftlerin daha uyumlu olduğu gözlenmişti.

Bu yeni araştırma ise, konuyu romantizmin ötesine taşıyarak arkadaşlık ilişkilerine odaklanıyor. Gerçek hayata çok daha yakın bir bağlamda –yani parfüm, ter, deodorant gibi günlük kokular dahil edilerek– yapılan bu analiz, koku duyusunun sosyal hayatımızda ne denli belirleyici olabileceğini gözler önüne seriyor.

Bu bulgular ışığında şu soruyu sormak anlamlı olabilir: Gerçekten de bazı insanlarla “ilk görüşte” neden bu kadar iyi anlaşırız? Belki de o ilk görüşmeden önce, burnumuz bizden önce karar vermiştir. Sosyal ilişkilerde koku, genellikle sessiz bir arka planda yer alır; ancak bu sessizlik, düşündüğümüzden çok daha fazla şey anlatıyor olabilir.